Sarraf
Meslek Kodu:
Kapalıçarşı’da
sarraf var.
SARRAF
Sarraf, mesleği kâğıt veya madeni paraları birbiriyle değiştirmek, tahvil alışverişi yapmak olan kimseye verilen isimdir.
Sarraflar, altın ve gümüş gibi değerli madenlerin bir ticaret eşyası olarak kullanılmaya başlandığı zamanlarda ortaya çıktı. Önceleri bir süs eşyası olarak kullanılmaya başlanan altın, zamanla ticaret aracı niteliği kazandı. Yeni ülkelerin alınışı, yeni altın madenlerinin işletilişi sonucu, özellikle Orta Çağ’da altın bir ticaret eşyası durumuna geldi. İlkçağlarda Asya, Afrika ve Mezopotamya yörelerinden elde edilen altınlar, komşu ülkelerde, daha çok zenginler ve devlet büyükleri tarafından alınıyordu. Altından para kesilmeye başlanınca, bunun ticaretini yapan, sonradan adına sarraf denilen alışverişçiler türedi. Sarraflar altınları değerleri karşılığında başka eşyayla değiştiriyor, paranın bulunuşundan sonra ise para ile altın alarak biriktiriyorlardı. Orta Çağ’da altın, gümüş gibi değerli madenlerle yakut, zümrüt, elmas, inci gibi değerli taşları toplayan, onları yürürlükteki para karşılığında değiştirenler ortaya çıktı.
İlk sarraflar Arap, İranlı ve Hindistanlı idi. Avrupa devletleriyle Asya, Afrika arasına ticaretin gelişmesi, denizlerde korsanlığın başlaması sonucu Avrupa ülkelerinde, özellikle Venedik, İtalya, Yunanistan, İspanya, Portekiz, Danimarka ve Akdeniz adalarında Doğu’dan gelen altınları, gümüşleri toplayan, bunların alım satımıyla uğraşan sarraflar çoğaldı. Bu ülkelerde birçok sarraf dükkânı açıldı. Bazen korsanlarla anlaşan sarraflar, Afrika, Asya altınlarını denizde taşıyan ticaret gemilerini soymak için deniz seferleri, vurguncu filoları bile düzenlediler. Sonradan sarraflık faizcilik durumuna geldi. Elinde fazla para bulunan sarraflar, altın karşılığı yüksek faizle para vermeye başladılar. Bunun yanı sıra, yüksek ücretle altın satan sarraflar da vardı. Amerika’nın bulunuşundan sonra sarraflık gelişti, sarrafların sayısı arttı. Avrupa’nın özellikle deniz ticaretine alverişli sahillerinde büyük sarraf dükkânları açıldı.
Arabistan’da İslam dininin doğuşundan sonra faizle iş görme, altın, gümüş, yakut, elmas gibi değerli eşyayla süsleme yasaklandığı için sarraflık Yahudilerin elinde bulunuyordu. Anadolu’da sarraflar daha çok Bizans’ta toplanmıştı. Sarrafların en çok iş gördükleri yerler İstanbul, İzmir gibi kıyı şehirleriydi.
Orta Çağın sonlarına doğru müslüman sarraflar da çoğalmaya başladı. Osmanlı, Memlük, İran gibi müslüman ülke ve devletlerde altın, gümüş ve değerli taşlarla alışveriş yapan sarraflar çoğaldı. Özellikle 15. ve 16. yüzyıllarda islam ülkelerinde daha çok yahudiler arasında, Avrupa’da bir sarraflar sınıfı doğdu. Bunlar arasında devletle boy ölçüşebilecek durumda zengin olanlar da vardı. 16. ve 17. yüzyıllarda Amerika’dan getirilen altınlar dolayısıyla Avrupa’da eskilerine oranla çok daha zengin sarraflar türedi. Bunun sonucu Avrupa’da altın stokçuluğu (Markantilizm) başladı. Durum 19. yüzyılda aynıydı. Sömürgeciler ile sarraflar el ele vererek, altın madenlerinin işletildiği bölgelere gidiyorlardı.
Sonradan sarraflık faizli altın karşılığı para veren kişilere dönüştü. Bazı sarraflar da yüksek ücretlerden altın satmaya başladılar. Özellikle Amerika’nın keşfedilmesi ve yeni altın rezervlerinin bulunması ile sarraflık mesleği belki de en yaygın halini almıştır. Deniz ticaretine uygun Avrupa liman kentlerinde hemen deniz kenarına bir çok sarraf dükkanları açılmıştır
Anadolu’da sarraflar daha fazla Bizans İmparatorluğu Bizans’ta toplanmıştı. Sarrafların en çok iş gördükleri yerler İstanbul’ da Kapalıçarşı idi. Tarih boyunca insanlar, aileler mallarını güvenle emanet ettikleri kurumların başında sarraflar gelmektedir. Yörelere göre de halkın rağbet ettikleri paralar değişiklik gösteriyordu. Yabancı paralar da ülke içerisinde serbestçe alım satımda kullanılıyordu. Para sisteminin karmaşıklığı sebebiyle sarraflık kurumu iyice revaç bulmuştur.
Sarraflık yaygın bir şekilde varlığını sürdüren bir meslek olarak günümüze kadar gelmiştir. Halen bir çok sarraf dükkanına rastlamak mümkündür . Ancak artık bu meslek bankalara verilen haklar sayesinde bitme noktasına gelmiştir. Krediler ile bankalar tefecilik rolünü, altın hesapları ile de sarraf rolünü üstlenmişlerdir.
Günümüzde sarraflar kuyumcu gibi çalışmaktadırlar. Altın stokçuluğu da yasalar çerçevesinde sınırlandırıldığı için belki de sarraflık önemini kaybetmeye başlamıştır. Şu anda günümüzde sarraflar altın, gümüş, yakut, elmas gibi süs eşyaları üzerinde çalışırlar.